All posts tagged: İstanbul Film Festivali

2015 İstanbul Film Festivali Önerileri

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 4-19 Nisan 2015 tarihleri arasında 34. kez düzenlenecek olan İstanbul Film Festivali için “Şehrin Gözü Festivalde”, biz sinemaseverlerin de tabi! Artık geleneksel hale gelmiş festival önerilerinin de zamanı gelmiş demek ki. 200’den fazla film, 2 hafta boyunca yine gözümüzü kulağımızı, kalbimizi aklımızı cezbetmek için birbiriyle yarışacak. Matematiksel olarak bir kişi mükemmel bir plan yapıp festival süresince tüm seanslara gitse dahi izleyebileceği maksimum film sayısı 82! Bu hesapla en şevkli sinefil bile filmlerin yarısından fazlasını izleyemeyecek, dolayısıyla bu liste aslında hangi filmlerden vazgeçemeyeceğim üzerine kuruldu. Zaten zaman, motivasyon, para gibi kısıtları da göz önüne aldığımızda iyi bir sinemaseverin 20 civarında filmi görmesi mümkün görünüyor. Ben de her festivalde aşağı yukarı bu kadar sayıda filme bilet alıyor ve çok büyük bir aksilik çıkmazsa filmlerin hepsini izliyor, bazan da sağda solda çok duyduğum ama bilet almadığım filmlere de gitmenin yollarını arıyorum. Bu yazıda da festival için seçtiğim yirmi kadar filmi çok kısa notlarla tanıtmak ve ilgilenenleriniz olursa diye naçizane önerilerde bulunmak istiyorum işte. Lafı uzatmayayım, buyrun “aşırı derecede kişisel” bir festival …

2013 İstanbul Film Festivali Önerileri

Her sene heyecanla ve merakla beklediğimiz İstanbul Film Festivali programı biraz geç de olsa 6 Mart’ta açıklanmıştı. Bu yıl yaşanan “teknik aksaklıklar” sebebiyle çizelge de web üzerinden değil .pdf formatında bizlere sunuldu. Sanırım bu yıl Festival’in hem artıları, hem de eksileri çok konuşulmalı. 200 film gibi iddialı bir sayıyla, Berlin’de dikkat çeken neredeyse tüm filmleri getirmesiyle, Türk Sineması’na geniş yer ayırmasıyla, Bienal’de ele alınacak “kentlilik” meselesine önceden bir giriş yapmasıyla ve Feriye Sineması’nı gösterim listesine dahil etmesiyle alkışları hak etti İKSV. Öte yandan hafta içi gündüz seansları hariç tüm seansları Tam:15 TL, İndirimli: 10 TL yapması kabul edilebilir cinsten değil. Önceki yıllarda olduğu gibi “Gala” filmleri 15, diğerleri 12 ve 8 TL rakamları üzerinden pekala ilerleyebilirdi oysa… Vaktiyle bir yazımda ölesiye savunduğum İKSV ne yazık ki bu fiyat arttırımı ile beni bile hayal kırıklığına uğrattı! Lale Kart uygulmasını da savunduğum bu yazıda, şuna değinmemiştim: Siyah Lale dışındaki Lale Kart’lılar, sadece Axess kredi kartı kullanıcıları kadar indirim hakkına sahip, bir de işin bu boyutu var. Dolayısıyla İKSV’ye verdiğimiz bu maddi desteğin tek karşılığı kimilerinin hoşuna gitmese de …

Gözetleme Kulesi : Yüreği olan söylesin…

Gözetleme Kulesi, Türk Sineması’ndaki en sert, en gerçekçi filmlerden birisi. Daha önceki bir yazımda bahsettiğim üzere 2000’li yıllarda “Yeni Türkiye Sineması”ndan bahsediyorduysak, bu film yeni sinemamızın en olgun örneklerinden. Yeni bin yılın, geride kalan ilk onluğunda, sinemamızda gördüğümüz en olumlu özelliklerden birisi, çok sayıda genç yönetmenin önemli filmlere imza atarak sinemamıza müthiş bir çeşitlilik getirmesi. Pelin Esmer de, bu yıllarda çektiği Oyun ve 11’e 10 Kala filmleriyle sonraki yıllar için umut veren yönetmenlerden birisi olarak görüldü. Pelin Esmer’in ilk filmi Oyun, Çukurova’nın bir yayla köyünde tiyatroya merak salan, hani deyim yerindeyse, “Tehlikeli Oyunlar oynayan” kadınları ekrana getiren bir belgeseldi. Ülkemizde belgesellerin gösterim şansı bulabilmesi hiç de kolay değilken, Oyun’u Feriye Sineması’nda izleme fırsatı bulmuştum. Küçükken duyduğum hikayelerde adı geçen memleketimin bu köyündeki “asıl hikaye”yi neden ve nasılsa sinemadan öğrenmiştim işte… Oyun, her ne kadar hayatımı değiştirmediyse de, birçok sebeple aklımın bir köşesinde yer edindi, o günden bu güne. Sonra 11’e 10 Kala geldi. Orada da belgeselden yola çıkmıştı genç yönetmen, hem de amcası Mithat Amca’nın hikayesi ile, ama yolun yarısında kurmacaya kırmıştı direksiyonu. İstanbul Film …