Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık
Murat Gülsoy, alt başlığı “Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları” olan Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitabında, adeta tanrısal bir lütuf olarak görülen “yazar olma” mitini gökten yere indiriyor.
Murat Gülsoy, alt başlığı “Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları” olan Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitabında, adeta tanrısal bir lütuf olarak görülen “yazar olma” mitini gökten yere indiriyor.
Yedinci Gün; düşle yoğrulan hikayesi, düzçizgisel olmayan zaman kullanımı, ilginç maceralar peşinde koşan sıradışı karakterleri ve arkasını felsefeye dayayarak, mekan olarak yine “tarihi İstanbul”u seçmesi ile tam bir İhsan Oktay Anar romanı. Ancak bir adım daha ileriye atıp soracak olursak: Aceba Yedinci Gün tam olarak neyi anlatıyor? Ve bu roman, Anar’ın külliyatına nasıl bir yenilik yahut ilerleme getiriyor?
Hayatınızdan bunaldığınız, bir anda her şeyi değiştirmek istediğiniz olur mu? Ya da hayatta bir anda gelecek mucizelere inanır mısınız? O zaman “Lizbon’a Gece Treni” tam size göre! Ama maalesef bana göre değil. Öncelikle sıradan bir hayatta gelecek mucizelere inanmadığımdan; dahası insanın kendi olması, kendini bulması değil, Tanpınar‘ın deyişiyle “kendini yapması”na inandığımdan. Bu blogu açarken beğendiklerim kadar, beğenmediklerime de yer vermek niyetindeydim. Bana sorarsanız, insan, daha iyisi entellektüel insan, bir filmi/kitabı/oyunu/resmi neden beğendiğini ya da beğenmediğini açıklayabilme kudretinde olmalıdır. Zira ancak ve ancak o zaman hakiki bir eleştiriden, bir “yorum”dan, bir değerlendirmeden bahsedebiliriz. Diğer türlü, eser hakkında söylenenler bir “malumat”tan öteye gidemez. Öyleyse bu kitabın neden “bana göre olmadığını” anlatmaya çalışayım, dilim döndüğünce… En başta şunu söylemem lazım, okuma alışkanlıklarımı gözden geçiriyor, neleri okumalıyım, bugüne kadar neyi belki gereğinden fazla okudum, son zamanlarda buna dikkat etmeye çalışıyorum. Bilhassa güncel kitapları okuma konusunda oldukça çekingen davrandığımı söyleyebilirim. Bir kitabın ya da filmin “dilden dile dolaşması” bir anlamda “moda olması” belki birçoğunuzu olduğu gibi beni de biraz kendinden uzaklaştırıyor. Zaten bu blog da, burada yazanlar da, benim okuduğum, izlediklerim …
Kazuo Ishiguro’nun daha önce “Beni Asla Bırakma” adlı kitabını okumuş ve kitap hakkında yine bu blogda şu yazıyı yazmıştım. Son zamanlarda keşfettiğim en iyi yazarlardan olan Ishiguro, tahmin edebileceğiniz gibi Japon asıllı, ancak uzun süredir İngiltere’de yaşıyor ve kitaplarını İngilizce yazıyor. Önceki yazımda da bahsettiğim gibi Ishiguro İngiliz Edebiyatı içerisinde, 2000’li yılların en iyi yazarlarından birisi olarak gösteriliyor. Neredeyse her yazdığı romanla önemli bir ödülün sahibi olan yazarın, 1982 yılından bu yana altı romanı yayınlanmış: A Pale View of Hills – 1982 (Uzak Tepeler, YKY), An Artist Of The Floating World – 1986 (Değişen Dünyada Bir Sanatçı, Turkuvaz Kitap), The Remains of the Day – 1989 (Günden Kalanlar, Turkuvaz Kitap), The Unconsoled – 1995 (Avunamayanlar, YKY), When We Were Orphans – 2000 (Çocukluğumu Ararken, Epsilon Yayınları) ve 2000’li yılların İngilizce yazılmış en iyi romanı olarak gösterilen Never Let Me Go – 2005 (Beni Asla Bırakma, YKY). Romanları haricinde yine Turkuvaz Kitap’tan çıkan Noktürnler – Müziğe ve Geceye Dair Öyküler adında 2009 yılında yazdığı bir öykü kitabı bulunuyor yazarın. Gördüğüm kadarıyla şimdiye kadar yazılan tüm kitapları …
Kitap, Umberto Eco’nun 2008 yılında Richard Elliman konferanslarında yaptığı konuşmaların metine dökülmüş hali. Konferansların ve kitabın başlığı “Genç Bir Romancının İtirafları”. Şöyle diyor Eco : “aslında neden böyle diye sorabilirsiniz, çünkü ne de olsa yetmiş yedi yaşıma doğru yol almaktayım. Gelin görün ki ilk romanım olan Gülün Adı 1980’de yayımlanmıştı, demek ki romancılık kariyerime başlayalı sadece yirmi sekiz yıl olmuş”.
Turgay Fişekçi külliyatı
Popüler kültür platformu
Kelimelerle Yolculuk
Zeynep Direk'in yazıları ve konuşmaları
İki Aylık Edebiyat & Kültür Dergisi
Öykümüzde Nesneler, Karakterler, Mekanlar ve Daha Fazlası
Esra Yalazan Kelimeler ve Kader
üç aşağı beş yukarı
sinema, edebiyat ve kültür haberleri
A magazine of Arabic literature in translation
çeviri arşivi
Başka Bir Dünya Mümkün.
...öyleyse yalnızlığımızı birleştirmeyi öneriyorum.
uyanan, kıpırdayan, fısıldayan, cıvıldayan sesler
kitaplar, mekanları, vesaireler...
Discover Turkey's literary treasures
en güzel fikirler uyumak üzereyken gelir aklıma ve unuturum hepsini kalkıp yazmaya üşendiğimden
Sinefillere Özgü Blog Sitesi
Zaten ortalık karışık
"Bütün, yanlıştır"
a caelo usque ad centrum
Kitaplar Hakkında Yazılar
yazıhane: senaryo, sinema yazıları, kısa film, roman, reklam
oyna tuhaf ülke oyna