All posts filed under: Tiyatro

2012 böyle geçmiş…

WordPress.com istatistik yardımcı maymunları bu blog için bir 2012 yıllık raporu hazırladılar. İşte bir alıntı: 600 kişi 2012 yılında Everest dağın tepesine ulaştı. Bu blog 2012 içinde yaklaşık 3.200 kez görüntülendi. Everest dağın tepesine ulaşmış her kişi bu blogu görüntüleseydi, bu kadar çok hit alması 5 yıl sürerdi. Raporun tamamını görmek için buraya tıklayın.

Pina: Aşk İçin, Aşk İle Dans Et!

Şöyle bir giriş yapılabilir: Pina, Wim Wenders’ın, yüzyılın efsane dansçı ve koreografı Pina Bausch’a sunduğu bir saygı duruşu. Daha önce Buena Vista Social Club belgeselini de çeken Wenders, Pina’da 3 boyutlu sinemanın sunabileceği olanakları da bir anlamda gün ışığına çıkarıyor. Ama belki de daha önemlisi, film olarak Pina, sanatçı olarak Pina Bausch’un sanatın ne/nasıl olması gerektiğine dair ortaya koyduğu performansı ona yakışan şekilde özetleyebiliyor.

Fransa’dan “Orfeo” Piyesi Gelmiş, Bizde Bir Bayram Havası…

Peki bunca farklılık ve izlenen gösteriden anlam çıkarmanın zorluğu karşısında Türk seyircisi neden o kadar alkışladı bu oyunu? O da sanırım bunu bir eğlence olarak görüp çok eğlenmiş olmaları ve yurt dışından gelen hele bir de Fransız topluluğu karşısında “anlamadık” imajı yerine hem bir misafirperverlik hem de hoşa gitme psikolojisiyle açıklanabilir gibi geldi bana…

Çehov Makinesi ve Yalnızlar Kulübü

Tiyatro Festivali’ne bir önceki yazıda belirttiğim üzere Aşk Mektupları oyunu ile başlamış ve çeşitli nedenlerle bu oyundan aradığımı bulamadığımı belirtmiştim. Bu yazıda daha sonra izlediğim 2 oyundan bahsedeceğim. Kısaca söylemem gerekirse Çehov Makinesi’ni ilginç, Yalnızlar Kulübü’nü ise oldukça başarılı buldum. Şimdi detaylara girelim.