*Bu yazıyı gazeteci, yazar ve eleştirmen Gabino Iglesias’ın LitHub’da yayınlanan “10 Things Every Reader Should Do in 2017” başlıklı makalesinden kısaltarak çevirdim.
Baktığınız her yerde ‘yazarlara tavsiyeler’ kol geziyor. Ne yapmalı, ne yapmamalı, nasıl davranmalı, sosyal medyayı nasıl kullanmalı, okurlarla etkileşim kurmanın en iyi yolu vs. Buna karşın, tüm bu tavsiyeler tek bir koşulda geçerli: Eğer birileri kitaplarınızı okuyorsa! Basitçe söylersek, okur olmadan yazar olmaz. Elbette, romanlar yazabilir ve onları bastırabilirsiniz de, ama eğer kimse onları okumuyorsa, şu ormandan içre olup yaprak döken ama onu gören olmadığı için varlığıyla yokluğu bir olan ağaca benzersiniz; bakan göz yoksa ağaç da yoktur! Bunu akılda tutarak ve desteğiniz, ayırdığınız zaman için bir teşekkür mahiyetinde siz değerli okurlara bu yazıyı armağan etmek istedim. İşte 2017’de her okura ilham vermesi için tavsiye ettiğim maddeler.
1. Konfor alanınızın dışına çıkın!
Belki de şöyle hakiki korku romanlarına meftunsunuz ve bunun dışında bir şeyler okumak tatsız görünüyor. Pekala, aynı zamanda okuduğunuz en iyi korku romanları kadar iyi, etkileyici ve sert suç romanlarının var olduğunu bilmeniz gerekiyor. Benzer şekilde, eğer fantastik romanlardan hoşlanıyorsanız, çok iyi grotesk romanların da var olduğunu bilin. Mesele şu ki, türler arasındaki ayrım gün geçtikçe daha da belirsizleşiyor ve farklı bir türde kitap okumadığınızı çünkü o türden hoşlanmadığınızı söylemek, artık bir açıdan kolaycılığa kaçmakla ve önemli bir yapıtı ıskalamakla eş değer. Birisi bana şiirden nefret ettiğini söylediğinde, onların aslında şu her yerde karşımıza şiir diye çıkan çiçek ve böceklerden mürekkep kitap kapaklarıyla bir güzel sanatlar mezuniyet teziymiş gibi görünen şiirimsi şeylerden bahsettiğini düşünüyorum. Ve terapi için onlara engin topraklar ve minivanlar hakkında yazılmış en yürekten şiirlerin şairi Justin Grimbol’ün birkaç şiirini okumalarını tavsiye ediyorum. Eğer her okur kendini bu şekilde geliştirmeyi öğrenirse, okuma ufku genişleyecek ve farklı türlerde başyapıtlarla mutlaka karşılaşacaktır.
2. Eş zamanlı olarak birden çok kitap okuyun!
Birden fazla kitabı eş zamanlı okumak, farklı türleri okumanın en eğlenceli ve kolay yoludur, diyebilirdim. Böylece sıkılmazsınız ya da en azından bu sayede toplamda daha fazla kitap okumuş olursunuz, diye de ekleyebilirdim. Ne var ki size bunları söyleyecek değilim. Bunun yerine size şöyle diyeceğim; işim gereği uzunca bir süre akademik jargona boğulmuş nöroloji makaleleri okuyorum ve sizin için anlaşılır bir özet geçeyim: Eş zamanlı olarak farklı kitaplar okumak zihni geliştiriyor ve beynin faaliyetlerini tetikliyor. Ki daha aktif beyin hücrelerine sahip olmak iyi bir şeydir. Bunu deneyin!
3. Yorumlarınızı paylaşın!
Amazon algoritmalarındaki muammaları unutun; mesele şu ki, insanlar bir kitabı okuyan insanların kitap hakkında ne düşündüklerini merak ederler. Bazen tek bir satır bile yeter. Yazarlar da değerlendirmelere bayılırlar, üstelik bunların olumlu olması da gerekmez. Amazon’da öyle 1-Yıldızlı yorumlara denk geldim ki, koşup hemen kitabı almamı sağladı. Aslolan şu; Amazon, Goodreads, edebiyat blogları ya da herhangi bir site; size keyif veren bir kitabın yazarına teşekkür edebilmeniz ya da zaman kaybı olduğunu düşündüğünüz bir kitap için yazarına kızabilmeniz için kullanışlı mecralardır. Sadece birkaç dakikanızı alacak ve belki de yazarın bir gününü belirleyecek bir aksiyondan bahsediyoruz, kısacası yorumlarınızı paylaşın!
4. Beğendikleriniz hakkında konuşun, beğenmediklerinizi unutun!
Neden her zaman bardağın boş tarafına bakarız ki? Hepinizin Grinin Elli Tonu‘ndan nefret ettiğini biliyorum. Tamam, bu çok havalı. Ben okumadım ve ben de nefret ediyorum, tamam mı? Yine de, ben son zamanlarda okuduğum ve şahane olduğunu düşündüğüm kitaplardan bahsetmeyi yeğlerim. Raflarda yığınla berbat kitap var, siz onları bir kenara bırakın ve gerçekten değerli olan kitapların değerini ortaya çıkarmaya, onları daha görünür kılmaya çalışın.
5. Kitapların avukatı olun!
Üzücü olan, birçok insanın kitap okumadığı gerçeği. Eskiden bu insanları yargılardım. Şimdiyse hayatın herkes için farklı bir rota çizdiğini ve bazı insanların görüşlerini değiştirmesi için birtakım şeylerle karşılaşması gerektiğini fark ediyorum. İnsanlarla, örneğin televizyonda ne izlemekten hoşlandıkları hakkında sohbet edin ve beğenilerine uygun olduğunu düşündüğünüz kitapları okumalarını önerin. Giriş Kapısı mahiyetinde düşünülebilecek çizgi roman ya da grafik romanlar önemli kozlarınız. Bazen heyecan ve ilgi bulaşıcıdır ve okumaktan, kitaplardan ne kadar tutkuyla bahsederseniz, karşınızdaki insanı ikna etmeniz ve onu kitaplara yönlendirme şansınız o kadar yüksek olur. İnsanlara kitap hediye edin. Doğum günlerinde arkadaşlarınıza kitap alın. Çocuklara kitap verin ve erken yaşlarda onlara okumanın bir milyon hayatı ve bir milyon macerayı yaşamanın bir yolu olduğunu anlatın.
6. Bağımsız yayınevlerini destekleyin!
Stephen King ve James Patterson’ı mı okuyorsunuz? Sorun değil, yine okuyun! Ama, gözünüz ve eliniz sadece çoksatanlara gidiyorsa, onların dışında kurmaca ve kurmaca-dışı çok sayıda değerli eserin de basıldığını bilin. Kitapçıları gezin ve bağımsız yayınevlerini takip edin. Çünkü edebiyatın geleceği biraz da bağımsız yayınevlerinin kitaplarında filizleniyor! Yaşayan kimi en yetenekli yazarların kitaplarını butik yayınevleri yayınlıyor. Onlar ne kadar göz önünde olur ve yayınları ne kadar takip edilirse, hem edebiyat için hem de butik yayınevleri ve okurlar için o kadar fırsat var, demektir.
7. Okuyun!
Bunu duymak kulağa saçma geliyor, değil mi? Ama yazmaktan çok yazmak hakkında konuşan yazarlar tanıyorum, okumaktan çok okumak hakkında konuşan okurlar tanıdığım gibi. Uzatmayın, sadece okuyun! Kanepede ya da yatağınızda okuyun, her zaman yanınızda bir kitap olsun ve birini beklerken ya da trafikte sıkıştığınızda açıp kitabınızı okuyun. Tuvalette ya da televizyonu açıp izlemeye değer bir şey bulamadığınızda, oturup okuyun. Okuyun, hayatınız buna bağlıymış gibi okuyun, çünkü gerçekten ahmakça bir dünyada, durum biraz da böyle.
Bayıldım. Teşekkürler.. :)
BeğenBeğen