BAŞKA?, DENEME
Yorum Yapın

Ağabey yolu açın ben evime gideyim…

Adım Ali. Bayrakçı Ali diyorlar bana. Bizim mahallede herkes bayrakçı ya… Ne bilsin garipler? Ha sorsalar bayrakçı değil miyik? He öyleyik vallah, ne yaparsın ağabey ekmek parası. Ben eski sabıkalı olduğum için bana iş veren yok. Allahtan Kuştepe’de bayrakçılık yapan arkadaşlar var, onlardan yol yordam öğreniyoz. İyi kötü karnımız doyuyor işte. Benim büyük oğlan da kemercide çalışır, haftalığı 150 milyona. Arada bana yardıma gelir, beraber çıkarız bayrak satmaya. Gerçi bizim hanım dediydi, Bey başına iş açacaksın bu bayraklarla, diye. Ben ne bileyim ağabey, çocuklarımın rızkı. Şampiyonluk zamanlarında çok bayrak satılır biliyon mu. Benim büyük oğlan da gelir, bi günde 50-100 bayrak satarız. He diyeceksin ki, sen takım tutmuyon mu, her şampiyon olanın bayrağını mı satıyon. Bizim hanım da diyo, biliyon mu, aman bey diyor, kendine mukayyet ol diyor. Çok merhametli kadındır bizim hanım. Bazan da son maça kalıyor ya şampiyonluk, işte o zaman bizim iş de zorlaşıyor be ağabey. Elimde Galatasaray bayrağını gören küfür ediyor, Fener bayrağını gören, yürü git be işine, diyor. Ben ne bileyim ağabey, kim şampiyon olursa onun bayrağını satıyoz. Benim takımım Ekmekspor ağabey, ben ne edeyim. Ev kirası olmuş 300 milyon, ayda. 5 tane çocuk var bende, tek göz odada. İkizler desen sürekli hasta. Ben ne edeyim ağabey, bayrak satıyoz işte. Ama sorsan bana, Türk bayrağı satarken başıma bir şey gelmez, derdim. Bu vatan Türk vatanı değil mi ağa? Biz çıkmışız o gün Taksim’e, benim büyük oğlan da yanımda. Aman ollum Selami, bayrakları eyi salla diyorum. Polis var amma, polisten neden korkak? Vatanımızın bayrağını satıyoz. Ortalık kıyamet yeri mübarek, ben maçlarda bile böyle kalabalık görmediğim ağabey. Bazısı bayrağını alıp da gelmiş, ne edelim, olmayanlara da biz satarık diyoz. Bir yanımız polis, bir yanımız bu eylemcilerden kaynıyor. Bizim çelik kuvvet de çok sert be ağa, Nuh diyor Peygamber demiyor şerefsizim. Dağılın diyor, izin almak mı neyim gerekiyormuş. Bu millet de Allah’ın günü Taksim’de be ağa. Hiç mi yorulmazsınız. Neyse bize iş çıkıyor diye seviniyok be ağabey. Normalde yazın bayrak pek gitmez biliyon mu. Neyse bi yandan da, eve asıl dönecez diye düşünüyoz her gün. Polis yolları kapatmazsa Kuştepe iki adım yol Taksim’den. Ama o TOMA dedikleri yok mu be ağa, suyu verdi mi adamı yere yıkıyor namussuz. Oğlum Selami diyom bizim oğlana, aman bayraklara sahip çık, hayırlısıylan bayraklar bitti mi evimize dönek he mi? Derken bi tufan kopuyor, polis yavura saldırır gibi girişiyor, bombalar falan gırla. Göz gözü görmüyor, tazzikli su bizim bayrakları da beni de sırılsıklam etmez mi, düşmüşüm yere, basıyorum küfürü. Ulan Allahınız yok mu? Ekmek parası be, biz size nettik? Allah razı olsun, bu eylemcilerden biri gelip kaldırıyor. Neyse diyorum Ali, bugün de rızkımız bu kadarmış. Bu hengamede bizim Süleyman’ı da gözden kaybettik mi? Sağa sola bakıyom, oğlan yok. İnşallah sağ salim gitmiştir eve diyorum. Ben de şurdan bir çıkayım da. Hayda, polis sokağın çıkışını kapatmasın mı? Ağabey yeminle sinirim tepeme çıkıyor. Yaklaşıyorum polisin yanına elimde bayraklar sımsıkı sarılmışım. Bir yandan da içim yanıyor biliyon mu, ulan ya şimdi derlerse, sen ne arıyon lan burda diye? Neyse buluruz bir çaresini. Yaklaşıyom şöyle gençten birinin yanına, bizim Süleyman’dan bikaç yaş fazlası ya var ya yok. Kardaş açın şu barikatı da ben geçeyim diyom. Üstüm sırılsıklam, bu gaz zıkkımını da yemişim. Hemen amirini çağırmasın mı pezevenk! Amirim bu adamı napalım, diyor. Amir de maşallah deve gibi. Bir küfür de o savuruyor, ne bok yemeye geldin deyi. Ulan kavat, gezmeye gelmedik heralde, bizim derdimiz de senin gibin ekmek parası. Ağabey, diyorum. Ben bayrak satarım, yolu açın da ben evime gideyim, diyorum. Git arkadan dolan diyor. Ben çaresiz bekliyorum, nereye gideyim ağabey. O zaman işte sokağın başından iki yavur geliyor, ellerindeki kafa kağıdını gösterip geçiyorlar. Benim kafam bi atmış ki sorma ağabey. Ne devlet goyuyom, ne adalet. Bu hırbolar da üzerime saldırıyor. Zor gaçıp gurtuluyom ellerinden. Neyse sokağın başında bir kaldırıma oturmuşum, amma beni iyice bellemiş bu deyyuzlar. Geçerken bunu da alın diyor, amir puştu. Ben ne yapayım ağabey, bayraklarıma bir sıkı sarılmışım ki, vallah tırnakların izi avuçlarımdan 2 gün geçmedi. İlla alacaklar benim bayrakları, bayraklar da bir ıslanmış ki sorma. Beni zorla götürecekler vallaa, orda birkaç vatandaş arka çıkıyor, anca seslerini duyuyom valla, gözümün bişey gördüğü yok. Ayıp değil mi, diyorlar, bırakın adamcağızı diyorlar. Biri de yanıma çömeliyor, polislerden koruyor beni. Ama amir olacak kavat diretiyor, öbür tıfıllar da, ne yapsın, emir demiri kesiyor ağabey. Gençten biri geçiyor yandan, kafasını öne eğmiş, onlar da ne yapsın be ağabey, amirin telsiziyle işaret ettiği herkesi alıyorlar. Tıkıyorlar bizi bir otobüse, benim suçum ne ağabey, ben bayrak satmışım. Diyorum neyse, akşama salarlar nasılsa. Bir avukat hanım geliyor nezarethanede, bu eylemcilerin adamıymış. Diyor ki haberler kötü Ali. Seni tutuklu yargılamaya karar verdiler. Vay anam, vay bacım ben ne yapmışım? Benim tek sermayem bayraklarım, onu da almışlar elimden, ben nasıl doyuracam çocuklarımın karnını? Yok dinlemiyorlar, ne yolu açıyorlar, ne de ben eve gidebiliyorum…

Ali Sarıçiçek

Yorum yapmak ister misiniz?

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s