Month: Temmuz 2012

Pina: Aşk İçin, Aşk İle Dans Et!

Şöyle bir giriş yapılabilir: Pina, Wim Wenders’ın, yüzyılın efsane dansçı ve koreografı Pina Bausch’a sunduğu bir saygı duruşu. Daha önce Buena Vista Social Club belgeselini de çeken Wenders, Pina’da 3 boyutlu sinemanın sunabileceği olanakları da bir anlamda gün ışığına çıkarıyor. Ama belki de daha önemlisi, film olarak Pina, sanatçı olarak Pina Bausch’un sanatın ne/nasıl olması gerektiğine dair ortaya koyduğu performansı ona yakışan şekilde özetleyebiliyor.

Orson Welles – Şangaylı Kadın

Şangaylı Kadın, Citizen Kane ile sinema tarihine adını kazıyan, “dahi” sanatçı Orson Welles’in 1946’da çektiği bir film noir örneği. Film, denizci Michael’ın gece vakti bir parkta güzeller güzeli Elsa, nam-ı diğer Mrs. Bannister ile karşılaşması ile başlıyor. Michael’ın da dediği gibi, başını beladan uzak tutmayı beceremeyip, adeta belanın tam ortasında buluyor kendini.

Yazar Olabilir miyim?

Uzun yıllar editörlük yapan, Radikal Kitap ve kendi kurduğu Notos başta olmak üzere farklı gazete ve dergilerde eleştiri ve inceleme yazılarını yayımlayan, ve öykü (başat konumda olarak) roman, şiir ve edebiyatımızdaki modernizm/postmodernizm ile edebiyatın gelişimi üzerine kalem eskiten önemli bir edebiyat adamı Semih Gümüş. Son kitabı “Yazar Olabilir miyim?” bir anlamda uzun bir tünelin artık sonlarına varıp ışığı gören birinin, tünelin başındakilere babacan ve dostane tavsiyeleri gibi okunmalı…

‘Mrs. Dalloway’in Hikâyesi Nasıl Anlatılabilirdi Ki?

Londra, Londra’daki parklar, mahalleler, etraftaki insanlar, onların hayatları olmadan Mrs. Dalloway’in hikayesi nasıl anlatılabilirdi ki?
Woolf, Mrs. Dalloway’de 20’li yıllar (savaş sonrası) Londra’sındaki Clarissa’nın bir gününü anlatıyor. Vereceği davetin hazırlıklarını yapan Clarissa dışında, onunla bir şekilde ilintili diğer insanların da hayatları, karakterleri, düşünceleri ve eylemleri Clarissa’nın hikayesine sızıyor.
Belki de yukarıdaki cümlede dendiği gibi, onu tamamlayan insanlar ve yerler olmasa Clarissa’nın hikayesi de yarım kalacak yahut tam da anlaşılamayacaktı…