Tiyatro Festivali’nde haftasonu izlediğim Orfeo hakkında düşündüklerim ve söylemek istediklerim:
- Grup: Fransız Théâtre National de Chaillot yani Chaillot Ulusal Tiyatrosu direktörleri Montalvo-Hervieu ikilisi tarafından tasarlanmış. Tiyatronun resmi sitesinde bu ikilinin Dada akımının iki çocuğu olduğu ve Orfeo mitine sıradışı bir yorum getirdikleri belirtiliyor.
- Hikaye: Aslında daha önce Süreyya Operası’nda “Orphe ve Eurydice” adlı operayı da izlediğim için bu Yunan miti hakkında biraz fikrim vardı. Hikaye kısaca şöyle, Orfeo inanılmaz sesi ve şarkıları ile Antik Yunan’da “Şarkıların Piri” olarak anılıyor. Ölen eşi Eurydice’i geri getirebilmek için o kadar acıklı şarkılar söylüyor ki Tanrılar buna dayanamıyor, Orfeo yeraltına yahut ölüler diyarına inip karısını oradan tekrar yeryüzüne çıkarmayı arzuluyor. Tanrılar bir şartla onun bu isteğini yerine getireceklerini belirtiyorlar, yeryüzüne çıkana kadar Orfeo karısının önünde yürüyecek ve ikisi de yer yüzüne adım atana kadar ona dönüp tek bir kez bile bakamayacak. Orfeo yeryüzüne adımını atar atmaz heyecan ve endişeyle dönüp Eurydice’e bakıyor, ancak karısı henüz yeryüzüne adımını atmamış olduğu için onu bir kez daha ve bu kez sonsuza kadar kaybediyor.
- Yorum: Gerçekten de Orfeo, efsanenin aslında çok farklı bir yorumuydu. Öncelikle şunu belirteyim, bir tiyatro oyunundan ziyade; modern dans, opera, barkovizyon ve çok az da tiyatronun bir karışımı diyebilirim. Sözün hiç olmadığı, sadece bir bölümden diğerine geçerken kimi açıklamaların olduğu, ancak bunların da Fransızca ve üst yazısız yapıldığı için bu “gösteri”nin bir hikayesi varsa da bence ben de dahil kimsenin anlamadığı bir deneyim oldu. O bildiğim referans noktaları bile izlediklerimi anlamakta hiç yardımcı olmadı. Adeta bir sirk havası ve eğlencesi vardı salonda. Daha sonra “Neden böyle?” diye düşündüğümde aslında durumu biraz anlayabildim. Öncelikle dediğim gibi Dadacı yönetmenlerin dokunuşu zaten anlamın varlığını anlamsız hale getiriyordu, ayrıca bu yorumda hikayeden çok Orfeo’nun müziğinin gücü anlatılmak istenmiş gibi geldi bana. Dolayısıyla bir tiyatrodan ziyade dans ve müzik olarak bir atmosfer yaratılmak istenmiş olabilir. Sonra Orfeo’da yer alan isimlerin Cirque du Solleil dansçıları olması da bu gösteriyi biraz eski zamanların sirk eğlencesine çevirmişti. Peki bunca farklılık ve izlenen gösteriden anlam çıkarmanın zorluğu karşısında Türk seyircisi neden o kadar alkışladı bu oyunu? O da sanırım bunu bir eğlence olarak görüp çok eğlenmiş olmaları ve yurt dışından gelen hele bir de Fransız topluluğu karşısında “anlamadık” imajı yerine hem bir misafirperverlik hem de hoşa gitme psikolojisiyle açıklanabilir gibi geldi bana…