Bu Aralar Okuduklarım, Edebiyat
Yorum Yapın

Hidayet’in Kör Baykuş’u: Özenle Hesaplanmış Bir Partisyon

Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım” – Sf. 15

Yazarı Kim?

Sadık Hidayet, Modern İran edebiyatının kurucularından sayılıyor. Daha önce hiç bir kitabını okumadığım Hidayet ile kitap arama maceralarımdan birinde tanıştım. Modernleşmeyi Batılılaşma sanan bir milletin çocuğu olarak, hazır zamanı da gelmişken Doğu edebiyatına da artık yüzümüzü dönmemiz gerektiği düşüncesi ile Salman Rushdie ve Amin Maalouf sonrası durağım Sadık Hidayet oldu.

Yirminci Yüzyıl başında Tahran’da doğan, varlıklı ve tanınmış bir ailenin çocuğu Sadık Hidayet. Gerçi adını andığım diğer yazarlar gibi Hidayet de Batı’da okuyan, orada yıllarca yaşayan ve yazılarını yayımlayan bir Doğulu. Ancak aynı zamanda Hindistan’a gidip orada yaşayan eski metinleri çözebilmek için Pehlevi’ce öğrenen bir Doğulu. Hidayet’in hayatı oldukça trajik, içinde bulunduğu derin umutsuzluk bir anlamda Kör Baykuş romanına da derinlemesine sinmiş.

Ölümünden hemen önce yazdığı bir hikayeden yola çıkarak, kitabın sonundaki “Sadık Hidayet Biyografyası“nın yazarı ve Hidayet’in yakın dostu Bozorg Alevi hikayenin konusunu şöyle anlatıyor: Annesi “salgı salamaz ol” diye beddua eder yavru örümceğe. Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider. Hidayet’in hayat hikayesi miydi bu? Zira, 1951 yılında intihar eder Hidayet. İntihar etmek için de Paris’te günlerce  havagazlı bir daire arar, sonrasında gerçekleştirir bu düşüncesini.

Hangi Kitap?

Sadık HidayetBelirttiğim gibi Hidayet’in okuduğum tek kitabı Kör Baykuş. Hidayet bu kitabı 1936’da Bombay’da yayınlamış, İran’da yasaklanmış bu kitap. Ölümünden 10 yıl sonra, Modern İran Edebiyatı’nın en büyük yazarı olarak görülmeye başlanmış Hidayet. Kitabın arka kapağında yer alan kendi sözleriyle “özenle hesaplanmış, net ve bilinçli etkilerle dolu” ve “her sayfası bir partisyon gibi düzenlenmiş” bir eser Kör Baykuş. Bu sözlerin anlamını ve doğruluğunu kitabı okurken çok daha iyi anlıyorsunuz. Kitap, anlatıcının yazma macerası ile başlıyor, başından geçenleri anlatacağına dair söz veriyor önce. Sonrasında bir rüya sahnesine gidiyoruz deyim yerindeyse. Garip karabasanlarla başlıyor hikaye, öyle de devam ediyor zaten. Tam bir rüya dili gibi kendine has akışı ve biçimi olan bir anlatıda yolunuzu kaybettiğinizi hissediyorsunuz. Sonra anlatıcı hayat hikayesini anlatmaya başlıyor ve gördüğü kabustaki her bir öge aydınlık ve anlam kazanıyor. Sarmal bir kurgu ile yavaş yavaş kuruyor tüm anlatıyı yazar. Anlattıklarının etrafında bir çember daha çizerek, önceki kimi noktaları açıklıyor ve yeni bilmeceler getiriyor hikayeye. Bu anlamda kitabın “özenle hesaplanmış” olduğuna hak veriyorsunuz. Ayrıca olay örgüsündeki tekrarlar, karakterlerin birbirine dönüşmesi/karışması, kahramanın hastalıklı ve afyonlu ruh hali bizi ikinci olarak “partisyon” meselesine getiriyor ki edebiyatın da ne kadar müziğe yaklaşabileceğini görüyorsunuz bu romanda.

Kitap bana trajik ve gerçeküstü geldi, açıkçası sevdim beğendim gibi şeyler söyleyemeyeceğim. Çünkü hani bazı eserler vardır, duygusal bağ kurmanızı istemez, onları sadece anlamaya ve incelemeye çalışırsınız ya Kör Baykuş da böyle bir kitap. İçinde sürükleniyor, karanlığa düşüyor, bildiğiniz anlamları kaybediyorsunuz. Tek rehberiniz hayat hikayesinden bahsettiğimiz yazar olunca da neredeyse Kafkaesk bir anlatının içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu arada Oğuz Demiralp’in Hidayet’in eserlerini incelediği ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Kör Okur adlı bir inceleme kitabı var, Hidayet’in kitaplarına merak salarsanız, bu kitabı da alıp okumanızda fayda var (ben henüz alıp okumadım).

Neden İlgimi Çekti?

Dediğim gibi Doğu Edebiyatı’na da ilgi göstermenin zamanı çoktan geçmişti artık. Sonra Hidayet’in Modern İran Edebiyatı’nın kurucusu olarak tanınması, kitabın arkasında yer alan ve yukarıda bahsettiğim iki temel özellik (“hesaplanmış” ve “partisyon”) Kör Baykuş’u okumak istememde etkili oldu. Ayrıca pek çok dile çevirlip (Andre Breton gibi) pek çok yazarı etkilemesi, çevirinin Behçet Necatigil tarafından (ancak yanılmıyorsam Almanca’dan) yapılması bu kitabın kültler arasında yer aldığını gösteriyordu. Kitabın girişinde Necatigil’in “Türkçe’de İran Edebiyatı ve Doğumunun 75. yılında Sadık Hidayet” adlı önsözü ve sonunda Bozorg Alevi’nin yazdığı “Sadık Hidayet’in Biyografyası” da okuma deneyimini zenginleştiriyor, kitabı ve yazarı biraz daha iyi anlamanıza yardımcı oluyor.

*Kör Baykuş, Sadık Hidayet, YKY, 7.Baskı, İstanbul, Ocak 2012. Çeviren: Behçet Necatigil, 95 Sayfa.

Yorum yapmak ister misiniz?

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s