Month: Mayıs 2012

Fransa’dan “Orfeo” Piyesi Gelmiş, Bizde Bir Bayram Havası…

Peki bunca farklılık ve izlenen gösteriden anlam çıkarmanın zorluğu karşısında Türk seyircisi neden o kadar alkışladı bu oyunu? O da sanırım bunu bir eğlence olarak görüp çok eğlenmiş olmaları ve yurt dışından gelen hele bir de Fransız topluluğu karşısında “anlamadık” imajı yerine hem bir misafirperverlik hem de hoşa gitme psikolojisiyle açıklanabilir gibi geldi bana…

Hidayet’in Kör Baykuş’u: Özenle Hesaplanmış Bir Partisyon

Ölümünden hemen önce yazdığı bir hikayeden yola çıkarak, kitabın sonundaki “Sadık Hidayet Biyografyası”nın yazarı ve Hidayet’in yakın dostu Bozorg Alevi hikayenin konusunu şöyle anlatıyor: Annesi “salgı salamaz ol” diye beddua eder yavru örümceğe. Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider. Hidayet’in hayat hikayesi miydi bu? Zira, 1951 yılında intihar eder Hidayet. İntihar etmek için de Paris’te günlerce havagazlı bir daire arar, sonrasında gerçekleştirir bu düşüncesini.

Çehov Makinesi ve Yalnızlar Kulübü

Tiyatro Festivali’ne bir önceki yazıda belirttiğim üzere Aşk Mektupları oyunu ile başlamış ve çeşitli nedenlerle bu oyundan aradığımı bulamadığımı belirtmiştim. Bu yazıda daha sonra izlediğim 2 oyundan bahsedeceğim. Kısaca söylemem gerekirse Çehov Makinesi’ni ilginç, Yalnızlar Kulübü’nü ise oldukça başarılı buldum. Şimdi detaylara girelim.