Saatler Nereye Göre Ayarlanmalı?
“Yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı. Hâlâ da o şartla severler. Fakat hayatlarında emniyetli ve sağlam olmayı tercih ediyorlar”. Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Dergâh Yayınları, 2007, sayfa 361. Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanı girişinde Ahmet Oktay’ın şu sözleri yer alır: Romancılarımız gündelik yaşama, yerel sorunlara, bireyler arası çatışmalara duyarlıdırlar ama Türkiye’nin geçirmekte olduğu toplumsal/kültürel değişim/dönüşüm, dolayısıyla doğu/batı sorunsalından kaynaklanan ya da o sorunsal çerçevesinde oluşan sorunlara karşı daha duyarlıdırlar. Ahmet Oktay, bu sözleri Kuyucaklı Yusuf’un yayım yılı olan 1937 öncesi Türk Edebiyatı için sarf etmiştir. Her ne kadar 1961 yılında yayımlansa da Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı, aşağı yukarı bu dönemi anlattığından kitapta doğu/batı sorunsalı önemli yer tutmaktadır. Bilindiği gibi Tanpınar romanlarında bir “arada kalma” durumu söz konusudur. Bireyler, bir yanda ilerleme, batılılaşma, aydınlanma; diğer yanda “sahip olduğu değerler” arasında bocalar. Modernleş(e)me(me) mevzuuna, Huzur’ da bir “entelektüel”in gözünden bakan yazar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde orta sınıftan Hayri İrdal’ ın serüvenini mercek altına alır. Kendi sözlerinden ödünç alacak olursak; Hayri İrdal “aydın” biri değildir, hatta düpedüz cahildir. Zaten aydınlanma(ma)nın acısını da daha ziyade onun gibiler çeker. Kendisini, …